Pazartesi, Eylül 24

Gün: 16-17, Milos Adhamas Limanı (hala...)


Artık tam Milos’lu olduk. Anlatacak hemen hiç bir özel şey yok. Yine fırtına... Bu arada bir kaç gündür feribot seferlerinin dahi yapılmadığını öğrendik. Kimse ne gelebiliyor, ne gidibiliyor. Biz de soluganlara öyle alıştık ki, tekne sanki denizde sallanmasa bir problem mi var diye düşüneceğiz. Bol bol kitap okuma, DVD seyretme, plaja gidip güneşlenme ve denize girme, ufak tefek tekne ile ilgilenme dışında son derece monoton bir şekilde fırtınanın bitişini bekliyoruz. Aslında sallanma dışında hiç bir şeyden şikayet etmeye hakkımız yok ve benim epey hoşuma gidiyor desem yalan söylemiş olmam. Gerçek bir ada yaşamı sürüyoruz buranın 4500 kişilik halkı ile... Bir kaç arkadaşımız bile oldu. Rent a car sahibi Drougas’ın Jeanneau 45 teknesi var ama yazın iş yoğunluğundan hiç binemiyor. Türkiye’yi daha görmemiş. İlk fırsatta geliyorum dedi. Rıhtım sorumlusu Stelyo ise herkesin tanıması gereken son derece canayakın bir beyefendi. Sadece Türk olduğum için bana yardımcı olmak için çırpınıyor. En son kendi cebinden ödeyerek gidip bazı civatalar aldı getirdi benim için. Parası mühim değil, böyle uzak bir yerde bu ilgiyi görmek çok daha değerli. Bir film’de duyduğum bir söz burada tam yerine oturuyor. Sahip olduğumuz şeylerin maliyetini değil, değerini bilmemiz çok önemli... Liman parasının 1/3’nü zorla ödeyebildim kendisine... Günlük 12 Euro ve son 4 gün için 48€ yerine 15€ aldı. Schöderer’in Siyasi hayatım kitabı da çok kalın olmamasına rağmen zorlukla ilerliyorum. Son derece enteresan ve tam anlamaya çalışıyorum. Gerçekten barış için Bush’a karşı çok mücadeleler veren ve Türkiye’nin AB içinde olmasını yeni dünya düzeni içinde önemli gören, Putin ve Chirac ile iyi arkadaş iyi bir politikacı... Hep şüphe ile yaklaşıyorum ama yazdıkları ile benim düşüncelerim örtüşüyor hatta kendime de dersler çıkarıyorum. Bu sebeple yavaş yavaş ve tekrarlayarak okuyorum. Bir de Parma Kontesi isimli Halil’in önerdiği kitap hakikaten sürükleyici... Ama Lost dizisi, hele adada geçtiği için, geceleri, sallantı ve rüzgar eşliğinde inanılmaz... Karşısında uyuyup kalana kadar seyrediyoruz. Resmen bağımlılık yarattı. Bir bölüm öyle bir yerde bitiyorki, bir sonrakini seyretmemek büyük irade istiyor, işte o da biz de yok J
Yarın sabah yola çıkış, hava yine de 6 veriyor. Ama öıkmak istiyoruz. Rotamız rüzgar ve denizin durumuna göre ya Sikinos olacak ya da Anti Paros.. Ama bambaşka bir adaya, hatta geriye dönersek şaşırmam... Yarın sabah deniz bize ne yapmamız gerektiğini açığa çıkınca söyleyecek.

Hiç yorum yok: