Perşembe, Eylül 13

Gün: 6 Hydra - Porto Kheli


Dün geceki çok geç yatışıma rağmen bu sabah yine de erken 07:30 gibi uyandım. Dışarı çıktığımda gözlerime inanamadım. 10 mt kadar sahile doğru taramışız. Üstelik kısa demir atan tekne mıhlanmış gibi yerinde duruyor. Çapamız kuma dibine kadar saplanmış, 6 mt suda 40 mt zincir döşemişiz bu nasıl olabilir? Derinlik hala 5 mt civarı ama artık hem sahile hem de arkamızdaki tekneye çok yakınız. Ancak yine taramıyoruz. Rüzgar açığa dönmüş ve 10-12 kn hızla esti bütün gece ve şimdi de aynı... Anlayamadım gitti ama biraz moralim de bozuldu üstelik. Acaba çapa taramadı da dönünce önce zincirimiz mi bir yere takılmıştı, sabaha doğru kurtuldu mu acaba? Çünkü jeanneau oldukça kısa çapa atmıştı. Daha sonra Vasilis’le konuştuğumda kesinlikle taramadığımı düşündüğünü belirttince biraz rahatladım.
Programımıza uygun olarak yaklaşık 15 nm batıdaki Port Kheli’ye gittik. Yolda ana karaya varınca koylarda muhteşem villalar ve lüks yatlar bizi karşıladı. Seyretmesi bile keyifli... Port Kheli mucezevi bir yer. Bizim Bencik koyu gibi içine girdikten sonra sağlı sollu yeni koylar çıkıyor. Ancak bitiminde çok geniş bir koya varılıyor. Her yere kapalı ve dipde tutucu çamur olduğu için bir çok yat koyun içinde tonoz veya çapa üzerinde kışlıyor. Sanki yat garajı gibi... Atina buradan karayolu ile 180km uzaklıkta olduğu, çevresi adalarla ve yeşil ormanlarla kaplı olduğu ve Ege’nin bu köşesin de rüzgarlar her zaman hafif olduğu için millet burayı tutuyor.
Port Kheli yazlık bir yer ve artık sezon buralarda da bitmiş herhalde bu yüzden buraya göre kısa sayılabilecek rıhtımında da boş bir yer bulabildik. Hemen birer duş alıp araba kiraladık ve 2-3 saat etrafı turladıktan sonra Vasilis ile buluşup bir tavukçu’da yemek yiyip saat 22:30 gibi uyuduk.

Hiç yorum yok: